Bizi hayata hazırlamayan okul, okul değildir.

Yazan: admin on Mart 10th, 2010. Yazilan kategori: 01-Giriş Yazısı

Öğrenciler bir okula kayıt yaptırır, derslere girer, öğrenir veya öğrenmez, başarılı olur veya olmaz… Başarılı olursa bir üst sınıfa geçer… Sonunda öyle ya da böyle okul biter…

Hayat başlar… Ama hayat da bir okuldur… Hayat denilen okula, okul denilen okulla hazırlanırız… Hayattan ders almak diye bir deyim vardır. İnsan hayattan ders alamazsa hayatın acemisi olur.

İnsan okuldan iyi ders almazsa aynı dersleri hayattan almaya kalkarsa, o da pahalıya mal olur. Okulda alınan dersler bizi hayata hazırlamalıdır. Bizi hayata hazırlamayan okul, okul değildir.

Türkiye’nin eğitim sistemini sorgulamak lazımdır: bizi hayata hazırlıyor mu, hazırlamıyor mu?

Türkiye’deki Meslek Liselerinde, Meslek Yüksek Okullarında ve Fakültelerde okuyan
Grafik Bölümü öğrencileri okullarında genel olarak hayata iyi hazırlanamadıklarından şikayetçi olmaktadırlar.

Her zaman olduğu gibi Türkiye’deki eğitim boşluklarını da DERSHANELER doldurmaktadır.

Ben de bazı okullarda Grafik Tasarım, Tipografi, Grafik ve Animasyon, Işık ve Renk Bilgisi, Temel Sanat Eğitimi ve Grafik Desen dersleri vermekteyim.

Grafik Tasarım Bölümü, Bilgisayar Programcılığı Bölümü ve Basım-Yayın bölümüne verdiğim bu derslerde, öğrencilerimin neler yaptığını KAMUOYU ile paylaşmak istedim.

Okul; onları hayata hazırlıyor mu, hazırlamıyor mu, bunu tüm kamuoyunun bilmesinde fayda vardır.

Benim iddiam; ders verdiğim öğrencilerim hayata hazır halde mezun olmaktadırlar.

Bunu göstermek amacıyla; ders verdiğim her okulda her sömestr sonunda öğrencilerime ne öğretmişsem, öğrettiklerimin ışığında onların yaptığı işlerden oluşan bir sergi açarım.

Bu yıl sergiyi internette açmaya karar verdim ve bu web sitesinde öğrencilerimin çalışmalarını sizlere göstermek, en kolay sergi olan internette sergilemek istedim.

İnternette sergilemenin hem daha kalıcı olduğuna, hem de fazla sayıda ziyaretçi tarafından izlenebileceğine inanıyorum.

Öğrencilerim; bir yıl, iki yıl değil, sadece bir sömestr dönemi ders alarak buradaki çalışmaları üretmişlerdir. İlgiyle izleyeceğinizi umuyorum.

Ayrıca öğrencilerim, okulda nasıl bir eğitim aldıklarını ve nasıl bir eğitim arzuladıklarını hiçbir baskı altında kalmadan bu sitede yazmışlardır. Onları da ilgiyle okuyacağınızı umuyorum.

Bu sitemizi, şeffaf eğitimcilik anlayışıyla ve kamuoyuna hesap vermek adına;
Tüm eğitimcilere, öğrencilere, velilere, grafiker adaylarına, grafikerlere ve tüm kamuoyunun dikkatine sunarım.

Saygılarımla.

Faruk ÇAĞLA

Comments (7)

  • Mehmet Fuat AVCI
    06 Nisan 2010 at 11:03 |

    Değerli Dostum; meslekdaşım… Kağıda, ahşaba, taşa, çinkoya, linole, tual bezine ve dijital ekrana dokunur gibi dokunmuşsun tüm sorunlara… Giderek kavram karmaşası halinde sorunlaşmış mesleki yapının, öğrenim ve uygulama ilişkisindeki tespitlerinle ulaştığın nokta; dikkat çekici ve umut verici bir heyecan oluşturmuştur. Aynen katıldığım ve 30 yıllık meslek yaşamımdaki birikimlerimle tereddütsüz yanındayım. Sevgilerimle,

    Mehmet Fuat AVCI

  • Öğrenci
    30 Haziran 2010 at 21:27 |

    İsim vermek istemedim, lütfen kimse beni yanlış anlamasın.Sadece Faruk Hoca’mızın bunları bilmesini istedim…Ben 12 senelik öğrenci hayatımda Faruk Çağla hocam gibi bir kişi ile ilk kez karşılaşıyorum.Türkiye’ de hatta Dünya’ da bu tür insanlar inanın ki sayılıdır. Okula ilk geldiğimde, dersine ilk girdiğimde ne yapacağımı nasıl yapacağım konusunda hiç bir fikrim yoktu. Kısacası kanadı kırık,uçmayı yeni yeni öğrenen bir martı gibiydim….Sonrasında Faruk Hocam bunun farkına vardı ve mücadele etmeyi, pes etmemeyi, sonuna kadar savaşmayı öğreti. Kendisi de zaten öyle bir insan değil midir? Hakkını sonuna kadar savunan, asla pes etmeyen,olmayacak şeyi müthiş bir mücadele yöntemi ile başaran bir kişiliğe sahip olarak tanıdık onu….Tüm öğrencilerine bir baba oldu aslında kendisi, onun derslerine girmek, onun o espri kokan derslerinde vakit geçirmek, kültürün hatsa fada uçuştuğunu görmek – dinlemek anlatılacak gibi değil…Ne mutlu ki onun tarafından yetişmiş, yetiştirilmiş öğrencileri bulunmaktadır….Sene sonu yaklaştığı zamanda bize dersinde sürekli “Bu sene gidebilirim, sizin ile seneye görüşemeyebiliriz” diyerek biz öğrencilerini ne kadar üzdüğünün farkında değil…Oğlu ne kadar şanslıdır ki; Kültürlü, neşe dolu, grafiker, reklamcı, tasarımcı,mücadeleci, cesur, savaşçı bir BABA’ ya sahip olmuş…..Umarız,kıymetini sonuna dek bilir….1 dönem içerisinde yaptıklarınız ile yaptırdıklarınız, bizlere okuduğumuz mesleği o kadar sevdirdi ki, okuduğumuz mesleğin kıymetini o kadar gösterdi ki Allah da size sağlıklı,mutlu bir ömür nasip etsin….Hakkınız gerçekten ödenemez…Bunları şuan buraya yazarken ne bir başkası zorunluluğu ile nede herhangi birisinin önerisi ile yazmıyorum….Tamamen kendi içimden geçenleri parmaklarımın yardımı ile klavyemden bu sayfaya döküyorum….

  • dLN
    20 Temmuz 2010 at 18:38 |

    sadece birşey söylemek istiyorum ben size bir öğrenci hocasını bu denli övmüş ama adını saklı tutmuş bence açık yüreklilikle adını yazmalıydı adını yazmaması gerekecek kadar önemli hiç birşey yok bence…

  • adı bende saklı
    22 Temmuz 2010 at 04:27 |

    ne gizemli ne gizemli övenin adı saklı? acep hoca kendi yazmış olmasın o kadar öğrenci var başka öven yokda……..

  • Gonca Aldemir
    22 Temmuz 2010 at 14:15 |

    Yazanın ismini vermek istememesi,yazı yazanın Faruk hoca olduğunu göstermez. Üstelik Faruk hocamız asla öyle birşey yapmaz. Bu yazının yazılması çok normal çünkü Faruk hoca yı seven o kadar çok öğrencisi var ki. “Adı ben de saklı” olan arkadaş ismini yazmayan kişiyi eleştirmişsin peki sen neden yazmadın adını. Senin yaptığın sadece içindeki fesatlığı dışa vurmak. Yazdıkların nasıl karakterli bir insan olduğunu gösteriyor zaten. İnsanlara çamur atmak çok kolay ama merak etme böyle yapan tek sen değilsin yalnız değilsin yani,senden ve senin gibilerden çok var.

  • Öğrenci
    24 Temmuz 2010 at 08:34 |

    İsim vermediğim için en başta sizlerden özür dilemiştim, ve tekrar tekrar özür diliyorum….Bu gibi şeylerde ismin,kim olduğunun ne önemi vardır ki…..Faruk Hoca’nın Öğrencisiyim, onun yanında yetişmiş hayatın ne olduğunu onun yanında anlayabilmiş birisiyim…..Bunun bir terbiyesizlik olduğunu söyleyenlere de bunu eleştirenlerede saygım sonsuz….Eleştirenler sanırım Faruk Hoca’yı yanlış tanımış…Onu doğru tanıyanlar zaten yukarıda görülüyor…Olayı çok büyütmeye gerek yok, burası bir chat sayfasına dönmeden herkeze Sevgiler, Saygılar….

  • İzel Dut
    19 Temmuz 2011 at 17:31 |

    Geçirdiğimiz iki dönemlik süreç içinde ambalaj tasarımı ve grafik sanat tarihi dersi gördük..fakat bununla da kalmayıp yeri geldi iyisiyle kötüsüyle ders dışındaki bizi bilgilendirmesiyle,elinden geldiğince yardımcı olmasıyla Faruk hocamı takdir ediyorum..bize gösterdiği ilgi için ve öğrettiği herşey için çok teşekkür ediyorum..artık onun sayesinde daha farkı görüş açısına sahibim ve dolayısıla daha başarılı işler ortaya çıkarabiliyorum..

Yorum Yapin